Dolandırıcılık her ne kadar toplumda sıkça karşılaşılan bir sorun olsa da, mağdurlarının yaşadığı mağduriyeti geri çevirebilmek ve haklarını aramak son derece önemlidir. Peki, dolandırılmış bir kişi olarak bizler, Dolandırıcıya Tazminat Davası Açılır Mi sorusuna yanıt bulabileceğimiz bir yola gidebilir miyiz? İşte, dolandırıcılık durumlarında nasıl bir yol izlememiz gerektiğini, tazminat davası açma süreçlerini ve şikayet işlemlerinin detaylarını araştırarak, sizlere rehberlik eden bu yazımızda merak ettiğiniz tüm sorulara açıklık getireceğiz. Bu kapsamda, dolandırıcılıkla karşılaşan herkesin bilmesi gereken önemli bilgileri paylaşarak, hak arama sürecinde atmanız gereken adımları daha net anlamanızı sağlamayı amaçlıyoruz.
Dolandırıcıya Tazminat Davası Açılır Mı?
Dolandırıcılara karşı hukuki mücadele etmek, maalesef sıkça karşılaştığımız bir durumdur. Birçok insan dolandırıcılarla karşılaştığında, akıllarında “Dolandırıcıya Tazminat Davası Açılır Mi?” sorusu belirir. Dolandırıcılık, sadece maddi kayıplara neden olmakla kalmaz; aynı zamanda manevi zararlara da yol açabilir. Dolayısıyla, dolandırıcılığa maruz kalan kişilerin bu durumda ne yapması gerektiği ve nasıl hukuki yollara başvurabileceği büyük önem taşımaktadır.
Dolandırıcılıkta mağdur olan bireyler, dolandırıcıya karşı tazminat davası açma hakkına sahiptir. Bu süreç, dolandırıcılığın niteliğine ve dolandırıcının kimliğine göre değişiklik gösterir. Dolayısıyla, dolandırılan kişi öncelikle yaşadığı durumu detaylı bir şekilde belgelemelidir. Bu belgeler arasında dolandırıcılığın türüne göre fatura, sözleşme, telefon görüşmesi kayıtları ve her türlü yazılı iletişim yer alabilir. Gerekli belgeleri toparladıktan sonra, avukata danışmak en sağlıklı adım olacaktır.
Ayrıca, dolandırıcılıkla ilgili yapılan suç duyurusunun, tazminat davasının açılmasına zemin hazırlayacağı unutulmamalıdır. Ceza davası, dolandırıcıların cezalandırılması açısından önemli bir adım olsa da, bu süreç tazminat davası açma hakkını etkilemez. Dolayısıyla, ceza davası ile birlikte, aynı zamanda maddi ve manevi zararların tazmini için ayrı bir tazminat davası açmak mümkündür.
Bir diğer önemli konu ise, dolandırıcılık eyleminin işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde tazminat davası açılması gerektiğidir. Bu süre, genel olarak on yıl olarak belirlenmiş olsa da, her durum kendine özgü gereklilikler taşıyabilir. Bu nedenle, dolandırıcıya karşı açılacak davalar, zamanında yapılmadığı takdirde düşme riski taşır.
Bu aşamada unutulmaması gereken bir diğer husus, dolandırıcıdan tazminat talep etmenin çoğu zaman karmaşık bir süreç olabileceğidir. Dolandırıcının maddi durumunu değerlendirmek ve yasal yollarla haklarımızı aramak için uzman bir avukattan destek almamız faydalı olacaktır. Bu süreçten geçerken doğru adımları atmak, hak kaybına uğramamak için kritik öneme sahiptir.
Dolandırılan Kişi Tazminat Davası Açabilir Mi?
Dolandırıcılık mağdurları için hukuki süreçlerden biri olan dolandırıcıya tazminat davası açılır mı sorusu oldukça önemlidir. Bu konuda, dolandırılan kişinin hakları ve seçenekleri üzerine detaylı bir değerlendirme yapmayı hedefliyoruz.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, dolandırıcılığın mağduru olan her birey, zararını telafi etmek için tazminat davası açma hakkına sahiptir. Bu dava, dolandırıcılık eylemi sonucunda ortaya çıkan maddi veya manevi zararın tazmini amacı taşır. Yani, dolandırılan kişi, uğradığı zarar kadar bir tazminat talep edebilir. Tazminat davası açmak için, dolandırıcılığın yasal olarak tanımlanmış bir suç olduğunu ve dolandırıcının bu suçu işlediğini kanıtlamak gerekmektedir.
Ayrıca, dolandırıcılık sonucunda kişi, yalnızca maddi zarara değil, manevi zarara da uğramış olabilir. Bu durumda, dolandırılan kişi hem maddi tazminat, hem de manevi tazminat talebinde bulunabilir. Örneğin, bir dolandırıcılık vakasında, kişisel itibar, ruhsal durum veya yaşanılan stres gibi unsurlar göz önüne alınarak manevi tazminat talep edilebilir.
Şimdi, dolandırıcıya tazminat davası açılır mı konusundaki bir diğer önemli husus, dolandırıcılığın ne şekilde yaşandığıdır. Eğer dolandırıcılık, dolandırıcının bir işletme ya da ticari faaliyet adı altında gerçekleştirilmişse, bu durumda tüketici mahkemeleri devreye girmektedir. Fakat eğer dolandırıcılık daha şahsi bir formatta gerçekleşmişse, genel mahkemeler bu tür davalara bakar.
Dolandırıcılık gerçekleştirildiği andan itibaren zaman kaybetmeden tazminat davası açmak, sürecin daha hızlı ilerlemesini sağlar. Bu yarar, delil toplama aşamasında yaşanacak zorlukları minimize ederken, aynı zamanda davanın kabul edilme olasılığını artırmaktadır. Dolandırılan kişiler, tazminat talebinde bulunmadan önce mutlaka yasal bir danışmandan yardım almalıdır. Böylece, mevcut yasaların nasıl uygulandığı ve hangi belgelerin gerekli olduğu hakkında doğru bilgi sahibi olabiliriz.
Unutulmamalıdır ki tazminat davası açmak, dolandırılan kişinin hakkını araması açısından kritik bir adımdır. Bu süreç, yalnızca bireysel olarak mağduru değil, aynı zamanda toplumu korumak adına da büyük önem taşımaktadır.
Dolandırıcılıkta Şikayet Süresi Ne Kadardır?
Dolandırıcılık suçları, hem mağdurların hem de adalet sisteminin önemli bir sınavından geçmesine neden olur. Bu bağlamda, dolandırıcılık olayının ardından nasıl bir yol izlememiz gerektiği büyük önem taşır. Özellikle, dolandırıcılık mağduru olan bireylerin şikayet süresi konusunda bilgi sahibi olmaları gerekir. Peki, dolandırıcılıkta şikayet süresi ne kadardır?
Zaman Aşımı Nedir?
Dolandırıcılıkla ilgili şikayetlerde, öncelikle zaman aşımı kavramını ele almamız gerekiyor. Zaman aşımı, belirli bir suçun işlenmesinin ardından, o suçla ilgili yasal işlemlerin başlatılması için tanınan süreyi ifade eder. Her suç türü için zaman aşımı süresi farklılık gösterebilir ve dolandırıcılık suçları için de özel bir durum söz konusudur.
Dolandırıcılık Suçunda Şikayet Süresi
Türk Ceza Kanunu kapsamında dolandırıcılık suçu için zaman aşımı süresi, suçun niteliğine göre değişiklik gösterebilir. Genellikle dolandırıcılık suçlarının zaman aşımı süresi 8 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak, bu süre dolandırıcılık olayının özelliklerine bağlı olarak azalabilir veya artabilir. Örneğin, dolandırıcılığın ciddi şekilde organize edilmiş bir suç olarak değerlendirilmesi durumunda, zaman aşımı süresi uzayabilir. Bu nedenle, mağdurların olayı ciddiyetle değerlendirmeleri ve hızlıca hareket etmeleri son derece önemlidir.
İlgili Makamlara Başvuru Süresi
Dolandırıcılıkla karşılaşan bireylerin, bu durumu en kısa sürede yetkili mercilere bildirmeleri gerekmektedir. Şikayetlerin, dolandırıcılık olayının gerçekleştiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde yapılması, daha sağlıklı bir sürecin işlemesini sağlayacaktır. Ancak her durumda, mağdurların olayın tüm detaylarını sağlam bir şekilde belgeleriyle birlikte sunmaları önemlidir.
Dolandırıcıya tazminat davası açılabilir mi sorusu sıkça gündeme gelirken, şikayet süresi konusunda bilgi sahibi olmak da mağdurların haklarını savunmaları açısından kritik bir rol oynamaktadır. Unutulmamalıdır ki, her zaman diliminde gereken adımları atarak, dolandırıcılık mağdurları hem kendi haklarını koruyabilirler hem de benzer durumların yaşanmaması için mücadele edebilirler.
Dolandırılan Kişi Parasını Geri Alabilir Mi?
Dolandırıcılık vakaları, bireyler üzerinde hem maddi hem de manevi sıkıntılara yol açmaktadır. Dolandırılan kişi olarak, aklımıza gelen en önemli sorulardan biri “Parasını geri alabilir mi?” sorusudur. Bu noktada, dolandırıcılığın türü, yöntemleri ve dolandırıcının tespiti gibi birçok etken, geri alım sürecini etkileyebilir.
Öncelikle, dolandırıcılık durumu yasal çerçevede ele alınmalıdır. Dolandırıcıya tazminat davası açılır mı sorusu dolandırılan kişinin haklarını koruma açısından oldukça önemlidir. Eğer dolandırıcılık açıkça kanıtlanmışsa, dolandırılan kişi, dolandırıcının yasal olarak sorumlu tutulmasını sağlayabilir. Bu nedenle, dolandırıcılık olayının belgeleri ve kanıtları ile kuvvetlendirilmesi kritik öneme sahiptir.
Elde edilen belgeler, örneğin banka kayıtları, iletişim yazışmaları veya dolandırıcıyla yapılan işlemler gibi kanıtlar, dolandırıcılığın boyutunu gözler önüne serebilir. Bu belgeler ile birlikte yasal yollara başvurarak, mahkemeye gidilebilir. Mahkeme, dolandırılan kişinin yanında olduğu için dolandırıcının fiillerine ve mağduriyete yönelik kararlar alabilir.
Ancak, parasını geri alabilme durumu, dolandırıcının varlığına ve elde edilen dolandırıcılık miktarına bağlıdır. Eğer dolandırıcı kayıplara karışmışsa veya varlıklarını gizlemişse, paranın geri alınması zorlaşabilir. Bu tür durumlarda icra takibi ve diğer hukuki yollar devreye girebilir. Bu süreç, bazı hallerde uzun bir zaman alabilir ve bu süreçte dolandırılan kişi, hukuki destek almayı tercih edebilir.
Dolandırılan kişinin parasını geri alabilmesi, durumu ve kanıtların sağlamlığına bağlıdır. Yasal süreçler takip edildiği takdirde ve şikayetler eksiksiz bir şekilde yapıldığında, dolandırılan kişi haklarını geri alabilir ve adaleti sağlamak adına önemli adımlar atabilir. Bu sürecin karmaşıklığını göz önünde bulundurarak, profesyonel bir avukattan yardım almak da akıllıca bir tercih olacaktır.
Dolandırıldım Hangi Mahkeme Bakar?
Dolandırıldığımız durumda, doğru adımları atmak son derece önemlidir. Bu bağlamda, dolandırıcılık vakalarıyla ilgili davalara hangi mahkemelerin bakacağı konusunda bilgi sahibi olmak kritik bir rol oynamaktadır. Dolandırıcılıkla karşı karşıya kalan bir kişi olarak, hukuki süreçlerin nasıl işleyeceğini ve hangi mahkemeye başvurmanız gerektiğini anlamak, hakkınızı aramak adına atacağımız ilk adımlardan biri olacaktır.
Öncelikle, dolandırıcılıkla ilgili davalar genellikle ceza mahkemeleri tarafından incelenir. Eğer dolandırıcılığa uğradığımızı düşünüyorsak, bu durumu mutlaka yetkili makamlara bildirmeliyiz. Bu bildirim, genellikle Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’na bağlı olan emniyet birimlerine yapılır. Emniyet birimi tarafından başlatılacak olan soruşturma aşamasında, dolandırıcılık eylemini gerçekleştiren kişi veya kişiler hakkında cezai işlem yapılması talep edilecektir.
Ceza mahkemeleri, dolandırıcılığın niteliğine göre görevli olan mahkeme türleri arasında yer almaktadır. Eğer dolandırıcılığın mevcudiyeti tespit edilirse, bu durumda ceza davası açılır ve dolandırıcılık eylemini gerçekleştiren şahıs hakkında yargılama süreci başlatılır. Bunun yanı sıra, dolandırıcıya karşı Dolandırıcıya Tazminat Davası Açılır Mı sorusu da akıllarda belirebilir. Bu konuda, dolandırılan kişi, tazminat talep etme hakkına sahip olabilir. Ancak tazminat davası, ayrı bir hukuk mahkemesi tarafından değerlendirilecektir.
Dolayısıyla, dolandırıcılık vakalarında ilgili mahkemelere başvururken, durumu doğru analiz etmek ve hangi tür mahkemenin yetkili olduğunu belirlemek gerekmektedir. Ceza mahkemesi, dolandırıcı hakkında cezai yaptırım talep ederken; hukuk mahkemesi ise zararın tazmin edilmesi amacıyla gerekli süreci başlatacaktır. Her iki süreç de birbirini tamamlayıcı niteliktedir ve dolandırıcılığa maruz kalan bireyin hak arama mücadelesinde kritik bir rol oynamaktadır.
Unutulmamalıdır ki, dolandırıldım diyen bireylerin yapması gereken ilk şey, yaşadığı durumu ve detayları derhal yetkili emniyet birimlerine bildirmek ve gerekli hukuksal süreci başlatmaktır. Bu aşamada, hangi mahkemenin bakacağına dair net bilgi sahibi olmak, sorunlarımızı çözme yolunda attığımız sağlam adımlardan biri olacaktır.
Dolandırıldım Ne Yapmalıyım?
Dolandırıcılık mağduru olmak son derece stresli ve karmaşık bir durumdur. Bu nedenle, karşılaştığımız bu olumsuz durumda ne yapmamız gerektiği hakkında bilgi sahibi olmak oldukça önemlidir. İlk aşamada, olayın ciddiyetini doğru bir şekilde değerlendirmek ve gerekli adımları atmak esastır.
Olayı Belgeleyin
Öncelikle, dolandırıcılığa maruz kaldığımızı düşünüyorsak, yaşadığımız durumu detaylı bir şekilde belgelemeliyiz. Bu sayede, ileride yasal süreçler ile birlikte dolandırıcıya karşı açacağımız Dolandırıcıya Tazminat Davası Açılır Mi sorusunun cevabını ararken elimizde güçlü deliller olacaktır. Aldığımız mesajlar, e-postalar, ödeme belgeleri ve diğer ilgili dokümanları saklamak, durumunuzu kanıtlamada büyük rol oynar. Unutmayalım ki, ne kadar çok delil sunabilirsek, haklarımızı talep etmekte o kadar güçlü oluruz.
Yetkililere Başvurun
Belgeleme işlemi bittikten sonra, dolandırıcılığı yetkililere bildirmek için bir adım atmalıyız. Bu aşamada, yerel emniyet birimleri ile iletişime geçmek ve dolandırıcılığın tüm detaylarını aktarmak gerekir. Ayrıca, dolandırıcılık hakkında şikayette bulunmak için Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’nın yurtdışına yönelik dolandırıcılıkla ilgili belirlediği süreçleri takip etmek de önemli olmalıdır.
Hukuki Destek Alın
Dolandırıcılık sonucunda yaşanan kayıplarınız için yasal yollara başvurmak da önemlidir. Bu süreç, tazminat talebinizi gerçekleştirmek için gerekli bir adımdır. Bu aşamada, hukuki bilgiye sahip bir avukattan destek almak, haklarımızı daha iyi korumamıza yardımcı olabilir. Avukatımız, durumu değerlendirerek hangi yasal yolların izlenmesi gerektiği konusunda bize rehberlik edecektir.
İletişimde Bulunmaya Dikkat Edin
Dolandırıcı ile bir iletişim kurduysanız, bu iletişimi sürdürmekten kaçınmalıyız. Çünkü dolandırıcı, mağduru daha da zor durumda bırakmak için çeşitli manipülasyonlar gerçekleştirebilir. Bu nedenle, kendinizi koruma altına almanız oldukça önemlidir.
Bilgilerinizi Güvende Tutun
Son olarak, dolandırıcılığa maruz kaldıktan sonra kişisel bilgilerinizi daha dikkatli bir şekilde korumanız gerekiyor. Kimlik bilgileri, banka hesapları ve diğer hassas verileri kullanıma sunmamaya özen göstermeliyiz. Koruyucu önlemler almak, gelecekte benzer bir duruma düşme riskimizi önemli ölçüde azaltacaktır.
Dolayısıyla, dolandırıcılığa maruz kaldığınızda, adım adım ilerlemek ve gerekli önlemleri almak hem can sağlığımız hem de maddi kayıplarımız açısından son derece önemlidir.
Dolandırıldım Nasıl Şikayet Ederim?
Dolandırıcılık, bireylerin ciddi zararlar görmesine neden olan bir suçtur. Bu durumla karşılaştığımızda, doğru adımları atarak hakkımızı aramak son derece önemlidir. Peki, dolandırıldığımızda dolandırıcıya tazminat davası açılır mı sorusunu bir kenara bırakırsak, şikayet sürecine nasıl başlayabiliriz?
İlk olarak, olayın tüm detaylarını belgelendirmek oldukça kritik bir aşamadır. Dolandırıcılıkla ilgili yaşanan her gelişmeyi, iletişim kurduğunuz tüm kişileri kayıt altına almalı ve mümkünse yazılı belgeler, e-postalar veya mesajlaşmalar gibi delilleri saklamalıyız. Bu belgeler, şikayetimiz sırasında yetkililere yardımcı olacak ve olayın ciddiyetini gösterecektir.
Sonrasında, dolandırıcılıkla ilgili olarak Türkiye’de iki ana yola başvurabiliriz: Polis veya savcılık. Öncelikle, en yakın polis merkezine giderek durumu detaylı bir şekilde anlatabiliriz. Polis memurları, şikayetimizi alacak ve olayın araştırılması için gerekli adımları atacaklardır. Eğer dolandırıcılık olayı daha büyük bir boyuta ulaşmışsa ya da ciddi bir mağduriyet söz konusuysa, doğrudan Cumhuriyet Savcılığına da başvurabiliriz. Savcılık, konuyu yargı organlarına iletecek ve gerekli soruşturmayı başlatacaktır.
Şikayetinizi yaparken, yazılı bir dilekçe ile başvuruda bulunmak, sürecin resmi olarak kaydedilmesi açısından faydalıdır. Bu dilekçede, dolandırıcılığa dair tüm bilgilere, delillere ve tanıklara yer vermeli, olayın nasıl gerçekleştiğini detaylı bir şekilde açıklamalıyız. Ayrıca, dolandırıcına dair her türlü bilgi ve belgenin eklenmesi, hem şikayetimizin ciddiyetini artıracak hem de ilgili görevlilerin işini kolaylaştıracaktır.
Unutmayalım ki, dolandırıcılıkla ilgili şikayet süresi, olayın türüne göre değişebilir. Ancak, bir an önce harekete geçmek, mağduriyetimizin giderilmesi açısından önem taşımaktadır. Dolandırıldım nasıl şikayet ederim diyorsanız, sürecin her aşamasında dikkatli olmalı ve gerekli belgeleri eksiksiz sunmalıyız. Bu şekilde, hakkımızı arama yolunda bir adım daha atmış olacağız.
Dolandırıldım Nereye Şikayet Edebilirim?
Dolandırılma durumu, hem maddi hem de manevi olarak kişi üzerinde büyük bir yıkıma yol açabilir. Bu ağır durumla karşılaştığımızda, en önemli adımlardan biri etkin bir şekilde şikayette bulunmaktır. Peki, dolandırıldığını düşünen bir kişi olarak nereye şikayet edebiliriz? Şimdi, bu konuda detaylı bir inceleme yapalım.
Öncelikle, dolandırıcılık eylemiyle karşılaştığımızda, en doğru adres kolluk kuvvetleridir. Bunun için doğrudan polis merkezi veya jandarma ile iletişime geçmek gerekmektedir. Yasal olarak dolandırıldığınızı belgeleyebilmek için, olayın ayrıntılarını açık bir şekilde ifade etmeliyiz. Burada dikkat etmemiz gereken en önemli nokta, dolandırıcılık vakamızla ilgili tüm belgeleri ve kanıtları yanımızda bulundurmaktır. Banka dekontları, mesajlar, e-postalar ve diğer iletişim araçları dolandırıcılığın kanıtlandığı önemli unsurlar arasında yer almaktadır.
Ayrıca, dolandırıcılık vakalarının yoğun yaşandığı yerlerde, ilgili suçları rapor etmek amacıyla oluşturulmuş siber suçlarla mücadele birimleri bulunmaktadır. Bu birimler, internet üzerinden yapılan dolandırıcılık vakalarına karşı özel bir yetkiye sahiptir. Dolayısıyla, dolandırıcılık işlemi internet aracılığıyla gerçekleştiyse, bu birimlere de başvurmak son derece etkili olacaktır.
Bir başka önemli seçenek ise Tüketici Hakem Heyeti‘dir. Eğer dolandırıcılık, bir ürün veya hizmet üzerinden gerçekleştiyse, bu alanda da haklarımızı aramak için heyetle iletişime geçebiliriz. Bu heyetler, tüketici haklarını koruma amacı güttükleri için dolandırıcılık gibi durumları değerlendirme yetkisine sahiptir.
Son olarak, yaşadığımız dolandırıcılık olayında avukat desteği almak da önemli bir adımdır. Alanında uzman bir avukat, nereye şikâyet edileceği ve hangi belgelerin gerektiği hakkında bizlere yol gösterebilir. Ayrıca, dolandırıcıya tazminat davası açılır mı sorusunu da bu süreçte sorabiliriz. Özetle, dolandırıldım nereye şikayet edebilirim sorusunun yanıtı; adli merciler, siber suçlarla mücadele birimleri ve tüketici hakem heyetidir. Bu seçeneklerin her biri, dolandırıcılığın etkilerini azaltma ve haklarımızı savunma adına önemli birer adımdır.
Sıkça Sorulan Sorular
Dolandırıcılık durumunda hangi yasal süreç izlenmelidir?
Dolandırıcılık durumunda ilk olarak mağdurun, varsa delilleri toplayarak en yakın karakola başvurması gerekmektedir. Bunun ardından, dolandırıcılık suçuyla ilgili hukuki bir soruşturma başlatılabilir. Mağdur, ayrıca bir avukattan destek alarak kişisel olarak da tazminat davası açma sürecini başlatabilir. Yasal süreç, dolandırıcılığın boyutuna ve mağdurun haklarına göre değişiklik gösterebilir.
Tazminat davası açmak için ne kadar süre var?
Dolandırıcılık durumunda tazminat davası açma süresi, genel olarak 5 yıl boyunca geçerlidir. Ancak, olayın niteliğine ve dolandırıcılığın meydana geldiği yere göre bu süre değişiklik gösterebilir. Dolayısıyla, mağdurların mümkün olan en kısa sürede hukuki işlemleri başlatmaları, haklarının korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Dolandırıcılığa maruz kalanların tazminat talep etme hakkı var mı?
Evet, dolandırıcılığa maruz kalan bireylerin tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. Mağdurlar, dolandırıcılıktan dolayı uğradıkları maddi ve manevi zararlar için tazminat davası açarak ilgili kişi veya kurumdan tazminat talep edebilirler. Bu süreçte, mağdurun zararını ispatlaması gerekecektir. Bu noktada hukuki danışmanlık almak, sürecin daha sağlıklı ilerlemesine yardımcı olacaktır.
Dolandırıcılık olayında, dolandırıcıdan nasıl maddi tazminat alınabilir?
Dolandırıcılık olayında maddi tazminat almak için öncelikle dolandırıcının kimliğini tespit etmek gerekmektedir. Ardından, mağdurun dolandırıcılığa ilişkin bir dava açması zorunludur. Mahkeme, dolandırıcının suçlu bulunması halinde, mağdurun uğradığı zararın tazmin edilmesine hükmedebilir. Bu tür durumlarda, hukuki süreçlerin karmaşık olabileceği unutulmamalı ve uzman bir avukattan destek alınmalıdır.